“Hayatına mutluluk, sofrana lezzet, ömrüne barış ve dostluk kat" sloganı ile çıkılan bu keyifli ve heyecan dolu yolda, zamanın en güzel tanığı, yüzyıllardır yaşama, bilgeliğe ve insana şahitlik eden zeytin ağaçları bize rehberlik edecektir.
26 Ekim 2018, Cuma : İZMİR – AKYAKA- KIZKUMU - DATÇA
Sabah saat 07:00 Karşıyaka Yunuslardan, saat 07:30 Alsancak Lozan Meydanı Atatürk Lisesi önü, saat 08:00 Üçkuyular Shell önünden hareket ediyoruz. Kah güzeller güzeli Bafa Gölü’nün, kah Sakar Geçidi’nden Gökova manzarasının keyfini çıkara çıkara Akyaka’ya ulaşıyoruz. Önce dünyaca ünlü Nail Çakırhan’ın zihni ve ellerinde hayat bulan yerel mimarinin en güzel örneklerinin sokakları ve meydanları süslediği Akyaka’yı keşfediyoruz. Akyaka’da alacağımız öğle yemeğiniz ardından ünlü coğrafyacı ve tarihçi Strabon’un dediği gibi; “Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını istiyorsa Datça Yarımadası’na bırakır” sözünü hatırlayarak tarihin en eski tıp okullarının kurulduğu, insanların şifa bulmak için geldikleri Datça’ya doğru yola düşüyoruz.
Bir doğa tasarımı olan Kızkumu’nda durup fotoğraf molası verdikten sonra Datça’ya ulaşıyoruz. Datça’ya vardığımızda antik çağdan günümüze bir şifa kaynağı olan zeytin ve zeytinyağının kokusunun sardığı panayır alanına geliyor ve buradaki etkinlikler ve yerel lezzetlerle keyifleniyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.
27 Ekim 2018, Cumartesi : DATÇA – KNİDOS ANTİK KENTİ- FESTİVAL ALANI
Sabah kahvaltısının ardından ilk olarak Datça Yarımadası’nın incisi Knidos antik kentine gidiyor ve antik dünyadaki en meşhur ama kayıp Afrodit heykelinin çıktığı topraklarda şehrin öykülerini ve arkeolojisini keşfediyoruz. Belki de dünyanın en etkileyici manzaralarından birine sahip tiyatrosu ve turkuaz renkli sular altındaki limanlarıyla Knidos hafızalarınızda yer tutacak.
Antik kent gezimizin ardından Datça’ya dönüyor ve tüm kutsal kitaplarda bolluğun, adaletin, sağlığın, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın ve arınmanın sembolü olan zeytin ve zeytin ağacının bizlere türlü şekillerde sunulduğu festival alanının havasını solumak için sokaklarda buluyoruz kendimizi. Akşam yemeği ve konaklama için otelimize gidiyoruz.
28 Ekim 2018, Pazar : DATÇA - REŞADİYE - İZMİR
Sabah kahvaltısının ardından beyaz badanalı taş evleri ve dar sokakları ile Eski Datça’ya gidiyoruz ve Reşadiye’yi görüyoruz. Reşadiye’de büyük bir camii ve 200 yıllık bir geçmişe sahip olan, ahşap tavanı ve duvar süslemeleriyle dikkat çeken Türk evlerinden Mehmet Ali Bey Konağı göreceğimiz yerler arasında. Datça’nın dar sokaklarında yürürken Can Yücel’i anıyoruz. Burada Can Yücel’in ömrünün son yıllarını da geçirdiği Canevi de ziyaret edeceğimiz yerler arasında öğle yemeği molası (ekstra) için verilecek serbest zaman sonrasında akşamüzeri saatlerinde muhteşem bitki örtülerinin arasından süzülerek İzmir’e dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Akşam saatlerinde İzmir’e varıyoruz.